“Bir sporcu icin oyun sahası, hayat alanıdır. hayatta kalmak istiyorsan, oyun alanındaki fırsatları yakalamak için ipuçlarını değerlendirmeye ne dersin?”

İster bireysel ya da ister takım sporu yapıyor olun, her zaman önemli olan dışarıdan görülen performansınız ve kazandığınız başarılardır.  4 yaşında bale eğitimi alan, 5 yaşında okula giden ve 8 yaşında folklor oynamaya başlayarak ilkokuldan mezun olana kadar folklor oynayan bir çocuk hatta öğrenciydim.  Sonrasında lisanslı masa tenisi, yüzme, basketbol sporlarına devam ettim. Eş zamanlı olarak boş vakitlerimde de bisiklete binip, bir yandan tenis oynayıp, deniz mevsimi geldiğinde de su kayağı yapıp hatta ufak tefek de sörf yapan biriydim.

Çocukken badminton raketi almaları için de ne kadar tutturduğumu hayal meyal hatırlıyor gibiyim. Tüm bu ve benzeri sporlara merak duyarak Üniversiteyi kazanıp, sporu bırakmak durumunda kalan Türkiye’deki pek çok kişiden de biriyim.

TÜM BUNLARI NEDEN Mİ YAZDIM?

Çünkü bir sporcunun; 3 evresi olduğunu düşünüyorum
1. Spor kariyerine başlaması
2. Sürdürmesi ve
3. Sona gelindiğinde yeni bir kariyer planlaması

Bu sıraladığım zaman dilimlerinin kendi içinde gelişim süreçleri oluşurken, kişinin gelişimine de aşağıdaki başlıklar ile katkı sağladığı inancındayım.
• Özgüven gelişimine
• Plan yaparak uygulamasına
• Günlük yapacaklarının gerçekleştirmesine
• Bireysel ve takım olarak hedeflerine ulaşmasına
• Takım içinde ilk olarak takım arkadaşlarıyla, süreçte teknik ekiple ve takım yöneticileriyle ilişkilerini geliştirmesine
• Stres Yönetimi
• Öfke Yönetimi
• Takıma Bağlılık
• Rakiple iletişim
• Resmin bütününü görmesine
• Yaş ilerledikçe profesyonel bir sporcu ve yaşamını devam ettirecek bir birey olarak nasıl hareket edeceğine
• Hayatının geri kalanında nerede olmak istediğine yani hayatını nasıl devam ettireceğine (Kariyer Planlaması)

Spor yapmaya başladığınız andan itibaren (gerçek bir idman/antrenman ortamındaysanız) öz disiplininiz gelişmeye başlar, kendinize hedefler belirlemeye başlarsınız.

Bireysel sporlarda işler biraz daha zordur çünkü başarıyı veya başarısızlığınızı paylaşacağınız bir takımınız yoktur. Eğer ebeveynleriniz ilgiliyse onlarla paylaşırsınız, bir de antrenörünüzle. Eğer ebeveynleriniz de ilgili değilse geriye bir tek antrenörünüz kalır her şeyi paylaşacağınız. Antrenörde başarı odaklı ve sizin duygularınıza önem vermeyen biri ise zaman zaman zorlandığınız hatta sekteye uğradığınızı düşündüğünüz zamanlar geçiriyor olabilirsiniz. Bireysel sporlar her zaman daha fazla sorumluluk getirir ve kazanılan oyunlar antrenör ile paylaşılan (genel olarak) kişisel başarılardır. Rakiple kurulan ilişkide empati yeteneği gelişeceği gibi bir yandan da kişinin kendini geliştirebileceği olasılıklar vardır fakat bana göre takımda olandan daha kısıtlıdır.

Takım sporlarında durum biraz daha farklıdır. Grup enerjisi ve dinamikleri vardır. Birisi hata yaptığında diğerleri onun arkasını toplayabilir. Antrenör işler yolunda gitmediğinde oyuncuyu maç stratejisi olarak oyundan alabilir ama bir sonraki maçta kadroda olup olmayacağı oyuncunun hem antrenmanlardaki hem de süre giden maç performanslarına bağlıdır.

 

Takım sporları takım sinerjisi, ekip ruhu, birlikte hareket etme uyumu, takım içi iletişimle gelişen çoklu olasılıklar bütünüdür. Çünkü asıl ve yedek kadro olarak pek çok oyuncu vardır. Stratejik olarak takım oyunlarında, takım stratejisi ve takım hücumu veya savunması varken, bireysel sporlarda kişinin kısmen kendi öz-stratejisi-disiplini ve kendi hücumu ile savunması vardır. Bu durum ileriki yıllarda yani iş, sosyal ve özel hayatta kendini daha farklı şekilde ifade edecek biçimde kişide kendini gösterecektir.

Bireysel spor yapanlar daha çok içine kapanık, kendini korumacı, bireysel olarak sorunları çözme eğiliminde, obsesyon geliştiren olasılığı olan, başkasından yardım isterken kırk kere düşünen yani çekinen ve rahat davranamayan bir yapıya sahip olabilir. Yıllar geçtikçe bireyselleşme, öfke krizleri, yalnızlaşma davranış ve hareketlerini insanlarla nasıl birlikte olacağını bilemediğinden olumsuz şekilde geliştirebilir.

Takım sporları yapan kişiler için de öfkeyi doğru yönde kullanamama, aktaramama gibi alışkanlıklar gelişebilir. Bunun yanı sıra dışa dönüklük, paylaşımcı, olaylara farklı perspektiften bakabilen, değerlendirebilen alışkanlıklar geliştirebilirler. Üzüntü ve sevincin paylaşılmasındaki rahatlık gibi durumlar olumlu şekilde gelişebilir. Hepimizin bir oyun alanı var. Sporcuların hayata bakış açıları da kendi oynadıkları oyun alanında erken yaşta gelişebilir. Nedir bu gelişen durumlar; Yaşadığımız her an kazanmak kadar kaybetmenin de olduğu. Başarmak için sadece bir seçeneğin değil pek çok seçeneğin olabileceği. Bunları gerçekleşirken insan ilişkilerinin sağlıklı olması (çünkü eğer aynı takımda kendini göstermek için çabalayan farklı rakipler doğmuş ise bu durumu idare etme becerisini öğrenmek) gerekliliği. Konuşma da ses tonu ve hitabın gelişmesi. Plan yapmak ve hedef geliştirmede bireysel ve ilişki içinde olurken nasıl davranılacağının öğrenilmesi ve sayamadığım pek çok düşünce ve buna sebep olan davranışın bütünü. Böylece saha oyuncuların kendilerini ifade ettikleri alanları yani dünyalarıdır. O dünya da var olma süreçlerini geliştirebilen kişiler ergenliklerini geçiş süreçlerinde ve yetişkinliklerinde dış dünya ile de benzer bir ilişkiyi projekte ederek hayat aktarma ve yaşamlarında var etme ihtimalleri yüksektir.

Tüm bunları değerlendirirken bir sporcu koçluğu hizmeti alan sporcunun dışında, antrenör ve menajerlerinde bu tür bir hizmete ihtiyacı olabilir.

Çünkü antrenör-sporcu-yönetim ilişkisi diğer yandan sporcu-menajer-antrenör-yönetim ilişkisinde antrenör ve menajer açısından zaman zaman, sporcular ve yöneticiler arasındaki dengeyi sağlıklı bir biçimde korumak ve yürütmek açısından önemlidir. Kaliteli bir şekilde özel ve sosyal hayatlarında var olurken, saha da bireysel olarak da antrenörün kendini göstermesi hem oyuncu için hem de yönetim için önemlidir.

SPORCU KOÇLUĞU NE FAYDA SAĞLAR?

Sporcu koçu, sporcunun daha başarılı olması için neler yapması gerektiğini bulmasına, kişinin kör noktalarını görmesine yardımcı olur. Başarı ya da başarısızlık sonucunda; sonucun sadece sayısal değerlerini görmek yerine, kişiyi bu noktaya götüren etkenleri de görebilmesine destek olur. Sporcu koçları, sporculara tam potansiyellerini geliştirmede yardımcı olur.

Sadece sporcularının performansını arttırmakla kalmaz, aynı zamanda olumlu düşünmeyi, takım çalışmasını, esnekliği, iyi bir iş ahlakını ve oyuna olan saygıyı ve sevgiyi teşvik eder. İyi bir gözlemci olabilmeyi ve sonuca giden yolu değerlendirebilmeyi sağlar. İç sesin kişiyi nasıl yönlendirdiği ve nasıl yönlendirmesi gerektiği ile aslında kendi işsel sessizliğini nasıl yakalayacağını öğrenir. İçsel dengeyi korumayı ve sürdürebilmeyi öğretir. Sporcunun kendisi için neyin gerekli olduğuna dikkat etmesini sağlarken zihnini kontrol etmesini ve susturmasına da yardımcı olur.

Sporcunun her zaman vücudunu dinlemesi ve verdiği mesajları doğru alması da önemlidir. Çünkü bir sporcu vücudunu koruduğu sürece spor yapabilir.

Tüm bunları değerlendirdiğimizde, İyi bir koçluk çalışması, sporcunun yaşamı üzerindeki etkisi ile spor alanının ötesine geçebilir.

NE AMAÇLA SPORCU KOÇU İLE ÇALIŞILIR?

  • Saha ve saha dışındaki, kişiyi kontrol eden iç sesinin dengelenmesi ve kontrolü
  • Profesyonel seviyeye ilerlemek
  • Stres ve öfke kontrolünün sağlanması
  • Stres ve öfkenin doğru şekilde yönlendirilmesi ve kullanılması
  • Sporu bırakmaya karar verildiğinde sporcunun ruh+beden+akıl sağlığının denge de kalması
  • İçinde bulunduğu anı iyi değerlendirmesi için kişisel stratejiler geliştirmesi
  • “Savaş ya da kaç” şeklinde ne zaman davranabileceği
  • Düşünce ve davranış bütünlüğünün sağlanması (kazanmaya odaklanan bir kişinin sürekli kendini sabote etme davranışları içinde olmasının sebebini bulmak)

RANDEVU ALMAK İÇİN İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ.

poınt of coachıng

by Pelin Narin Tekinsoy

Sohbeti başlat!
Merhaba 👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz?